Uçakların yeterli kalkış hızına ulaştıktan sonra pist üzerinde emniyetli bir şekilde teker kesmesine kalkış denir. Yeterli lift belirli bir hıza ulaştıktan sonra elde edilebilir. EASA ve FAA referans alınırsa kalkışın emniyetli olarak tamamlanması için uçağın 50 ft irtifaya sorunsuz bir şekilde ulaşması gerekir. Kalkış performansını birçok faktör etkileyebilir. Bu faktörler uçağa, pist koşullarına ve hava şartlarına bağlı olabilir.
Uçak ağırlığı kalkış mesafesini etkileyen önemli
faktörlerden biridir. Uçak ağırlığı arttıkça kalkış mesafesi de artar. Çünkü uçağın
pist üzerinde ulaşması gereken teker kesme hızı daha yüksektir. Ağır bir uçağın
kalkış yapması için gereken lift daha fazladır. Bu değişimler uçaktan uçağa
değişse de kabaca söylemek gerekirse uçak ağırlığındaki %10’luk bir değişim, kalkış
mesafesinde de yaklaşık %20 artış olacağı anlamına gelir. Örneğin kalkış
ağırlığı 1000 kg olan bir uçağın kalkış mesafesinin 1000 m olduğunu varsayalım.
Kalkış ağırlığı 1100 kg yapılırsa kalkış mesafesi de 1200 m olacaktır.
Rüzgar durumu kalkış mesafesini etkileyen önemli faktörlerdendir.
Kalkış ve iniş öncesi pilotlar sürekli olarak kuleden rüzgar bilgisini alırlar.
Çünkü rüzgarın nereden geldiği ve hangi hızla geldiği çok önemlidir. Pilotlar
bu değerlere göre kalkış yapacağı pist yönünü seçerler ve kalkış-iniş
mesafesini tahmin ederler. Uçaklar her zaman rüzgara karşı kalkmak ve inmek
ister. Tamamen aynı koşullarda iki uçak
düşündüğümüzde headwind (kafarüzgarı) ile yapılan bir uçuş ile tailwind
(kuyruk) ile yapılan bir uçuşu karşılaştırırsak, headwind ile yapılan kalkışta
kalkış mesafesi daha az olacaktır. Çünkü uçağın kalkması için gerekli lift’in
elde edilebileceği hıza ulaşma süresi daha hızlı olacaktır. Yine kabaca
söylemek gerekirse %10’luk bir headwind artışı kalkış mesafesinde %20’lik bir
azalma sağlayacaktır. Her 2 knots tailwind artışı ise kalkış mesafesinde %10
artışa neden olacaktır.
Pist eğimi ise kalkış mesafesini etkileyen diğer bir
faktör. Dışarıdan baktığınızda pistler dümdüz bir şekilde uzanmış görünebilir.
Ancak çoğu pist eğime sahiptir. Bu yer şekillerine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
Bir pist başı diğer pist başına göre oldukça yüksek olabilir. Örneğin; Nepal’de
bulunan ve Dünya’nın en zorlu pistlerinden biri olan Lukla Havaalanı’nın eğimi
%12’dir. Bu da oldukça yüksek bir eğim demektir. Negatif eğimli bir pisti yani
yokuş aşağı bir pisti düşünürsek, böyle bir pistten kalkarken kalkış mesafesi azalır.
Çünkü uçak ulaşması gereken hıza daha çabuk ulaşır. Tam tersi pozitif eğimli
bir pistte ise kalkış mesafesi uzayacaktır.
Diğer bir etmende pist irtifasıdır. Deniz seviyesinde
pistler olduğu gibi 14000 ft irtifada olan pistler (bnkz: Daocheng Yading
Airport, 14472 ft) bile vardır. Haliyle motor performansı bu iki irtifada aynı
değildir. Bir uçak motoru için soğuk ve yüksek basınçlı hava daha olumlu
etkiler yaratır. Bundan dolayı yüksek irtifalarda motor performansı düşer ve kalkış
mesafesi artar. Motor ve uçak tipine bağlı değişkenlik gösterebilmekle beraber
yaklaşık olarak her 1000 ft irtifa yükseldiğinde kalkış mesafesi %10 artar.
Yine her 15°C daha sıcak ortamda kalkış mesafesi yaklaşık olarak %12 artar.
Diğer yandan uçak konfigürasyonu da kalkış mesafesini
etkiler. Örneğin kalkışta seçilen flap açısı kalkış mesafesini etkileyecektir.
Kalkış esnasında flap açısının optimum değerde olması gerekir. Çünkü flapler
son noktaya kadar açılırsa lift ile beraber drag üreteceği için olumsuz bir
etki de yaratabilir. Pilotlar kalkış esnasında daha küçük açılı flap
kullanırken, iniş esnasında ise drag kuvvetini artırmak istedikleri için daha
yüksek açılı flap kullanırlar. Flap dışında askeri uçakları düşündüğümüzde bu
uçaklara eklenen mühimmatlar veya aerodinamik yapıyı etkileyebilecek diğer
faktörler de kalkış mesafesini artırabilir. Ancak genel olarak mühimmatlar da
özgün bir aerodinamik yapıya sahip olduğu için bu drag etkisi çok fazla önemli
olarak görülmeyebilir.
Aşağıda Cessna 172 modeli için kalkış mesafelerinin çeşitli parametrelerle nasıl değiştiğini gösteren bir tablo görüyoruz. Sağ dik eksende kalkış mesafesi varken yatay eksende ise çeşitli parametreler mevcut. Yukarıda yaptığımız değerlendirmelere paralel olarak burada da pist irtifasının artışının kalkış mesafesini artırdığını görüyoruz. Yine ağırlık grafiklerinden ağırlık azaldıkça kalkış mesafesinin nasıl azaldığını görüyoruz. Karşı rüzgarın (headwind) kalkış mesafesini azalttığını görüyoruz. Örneğin; aynı ağırlık ve pist irtifasında 10 kt karşı rüzgarda kalkış mesafesi yaklaşık 750 m iken, 30 kt karşı rüzgarda 500 metreye kadar düşüyor. Bu tablodaki değerler uçuş testlerinde farklı uçuş testleri yapılarak belirlenen değerlerdir. Her uçak için bu çalışmalar yapılır ve uçak manuellerine eklenir.
Tablo 1: Cessna 172 Performans Verileri [2]
Reference
[1] https://www.chemservice.com/news/how-chemicals-can-help-airplanes-takeoff-in-winter-weather/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder